12 Mayıs 2013 Pazar

Son teknoloji’ anneler


Mayıs annedir... Ilık bir ilkbahar sabahıdır çoğunlukla.... Koşulsuz uzanılan kucak, saçlarınızda dolaşan şefkatli bir el, kaprislerinizi çeken kocaman bir yürek, hırçın dalgalardan kaçıp sığındınız güvenli liman. Yaşam döngüsü sürer ve o çok sevdiğiniz mayıs yaşamınızdan çeker gider. Artık içinizde bir sızıdır, hiçbir sözcükle tanımlanamayan özlemdir.
Ama yaşam sürer işte, kucağınıza meleğinizi aldığınızda, artık siz mayısın kendisi olmuşsunuzdur. Karşılıksız-koşulsuz-beklentisiz sevmek, artık kendiniz değil onun için yaşamak klasik mayıs olma halleridir...

24 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yılınızı nasıl alırsınız?

iv>
Nişantaşı ışıl ışıl, bir Avrupa kentinden farksız yeni yılı heyecanla bekliyor. Şişli Belediyesi her yıl yeni bir konseptle karşılıyormuş yeni yılı, bu yıl konseptOyuncak fabrikasıymış. Televizyonda gördüm, sokaklar oyuncak figürlerle donatılmış. Tabii ki bir başkentli olarak çatır çatır çatladım kıskançlıktan. Attım kendimi sokaklara, Tunalı senin Kızılay benim epeyce bir aşağı yukarı turladım, yılbaşı heyecanını hissedeyim diye. Bir kaç mağazanın zavallı” süslemeleri dışında, caddeler sokaklarda, her zamanki Ankara kışı” dışında yılbaşına dair en ufak emare yok.
Uzunca süredir biliyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediyesi yılbaşını yoksayıyor. Tamam onu anladık da... Çankaya Belediyesi uyuyor mu?

10 Aralık 2012 Pazartesi

Greenpeace Bize de El Atsana!

O çok güvendiğimiz markalar var ya, zehir saçıyormuş... Greenpeace açıkladı: Mango, Zara, Celvin Clein, Levi’s... Ama işin ilginç yanı, Mango ile Zara’nın Türkiye’deki ürünlerinde kanserojen madde çıkmış. Oysa uzunca süredir şöyle düşünüyorduk; Türkiye tekstilde bir numara! O yüzden “pahalı olsun, yerli olsun” diye bir kanı tam yerleşiyordu ki, hoop Greenpeace her şeyi yerle yeknesan etti.
Şöyle denebilir, “canım, sonuçta yabancı firmalar adına üretilen ürünlerde kanserojen madde çıkmış, bizim yerli markalar için böyle bir şey yok.” Saydığım markaların ipliğini pazara çıkaran, TSE; ya da artık kalite kontrolden hangi “resmi” zevat sorumluysa, onlar değil ki, uluslarararası bir sivil toplum örgütü. Daha çok uluslararası markaları teşhir eden Greenpeace’in işleri yoğun, “Türkiye ölçeğine” inmesi hayli zor. Kaldı ki, zaten o uluslararası çok güvenilir markaların bile Türkiye’de üretilen ürünleri için “alarmı” vermiş. Şimdi Zara ve Mango, “detoks” çağrılarına uyacağını açıkladı, Levi’s da buna uyar mı göreceğiz.

26 Kasım 2012 Pazartesi

AB’ye ‘bagajdan’ girdik!


Samsun’dan Ankara’ya dönüşte, kabine sığmayacak bagajlarımla indiğim, Esenboğa havaalanında bizzat tanık oldum.
Genelde el bagajı ile seyahat ettiğimden, taşıma işiyle ilgili de bir sıkıntım olmamıştı. Son seyahat memleket dönüşü olduğundan ve eş-dost akraba sürekli valize birşeyler sıkıştırdığından haliyle bir olan bagaj sayısı ikiye çıktı. Eh Samsun Çarşamba havaalanında da bir sıkıntı yaşamadım doğrusu, bir köşede duran tekerlekli bagaj taşıyıcılar imdadıma yetişti.

30 Ekim 2012 Salı

Kredi harcına son!


Bankaların işi malûm, paradan para kazanmak. Müşteriyi çekmek için akla hayale gelmedik her türlü “pazarlama” numaralarını devreye sokuyorlar. Diyelim ki konut kredisi çektiniz, orada bir dosya var ki, çok ama çok pahalı, sanırsın ki altından mübarek. Kredisine ve bankanın insafına göre değişiyor ama asgariden 1500 lirayı gözden çıkarmak gerekiyor. Zaten size kredi çıktıysa ve de kaçırmak istemediğiniz bir ev varsa, o saatten sonraki kesintilere “gıkınız” bile çıkamıyor. Bir bakıyorsunuz, kredinin 5 bin lirası uçmuş gitmiş. 

Sadece o mu? Yıllardır mahkemelerin tüketici lehinde verdiği kararlara rağmen, hâlâ bazı bankaların kesmekte direttiği “kredi kartı” aidatı, başka bir sorun.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Prada'ysa Prada...

Hiç aklıma gelmezdi, öyle sarsak sarsak dolaşırken pat diye karşılaşacağım.
Moda Sokağı'nda volta atarken, çıkıverdi karşıma işte... Ne eski bir sevgili, ne de unutulmuş bir dost. Tam karşımda yeşil yeşil bana bakan bilin bakalım kimdi? Mevzu “tamamen duygusal”, tam 2 bin 35 lira. Tabii ki Prada bir çanta!

6 Ekim 2012 Cumartesi

Yeni nesil dolandırıcılık

Teknoloji her şeyi değiştirir, geliştirir de iyi kötü ayırt etmez. Misal, cep telefonu ve internet ne kadar yaşantımızı kolaylaştırdıysa dakötülüklerin anası” olma özelliğini de beraberinde taşıyor.
Telefon üzerinden dolandırıcılık işleri hâlâ çok popüler ve oldukça yaratıcı. Zaten bu sorumlu yurttaş” yazısını kaleme almamın nedeni de bu.