Samsun’dan Ankara’ya dönüşte, “kabin”e sığmayacak bagajlarımla indiğim, Esenboğa havaalanında bizzat tanık oldum.
Genelde “el bagajı” ile seyahat ettiğimden, taşıma işiyle ilgili de bir sıkıntım olmamıştı. Son seyahat “memleket dönüşü” olduğundan ve eş-dost akraba sürekli valize birşeyler sıkıştırdığından haliyle bir olan bagaj sayısı ikiye çıktı. Eh Samsun Çarşamba havaalanında da bir sıkıntı yaşamadım doğrusu, bir köşede duran tekerlekli bagaj taşıyıcılar imdadıma yetişti.
Hikâye Ankara Esenboğa’ya inince başladı. Uçaktan inip bagajımı aldıktan sonra en yakındaki taşıyıcıya yöneldim yönelmesine de baktım ki zincirli... Tabii çaktım köfteyi, büyükşehirin, “uluslararası havaalanı”nda olmanın bir bedeli var! Bagaj taşıma işi de özelleşmiş, Simtur adlı bir şirket işletiyor. Hani bazı marketlerde de, market arabası almak için 1 lira filan atıyorsun ya, “bu da onun gibi bir şey herhalde” deyip, çantamdan bozukluk ararken, jeton atılan yerin üzerindeki 2 euro yazısıyla duraladım elbette. “Nereden bulayım şimdi 2 euro”yu diye söylenirken, baktım benim gibi bir çok yolcu da debeleniyor. Havaalanı görevlilerinden biriydi yanılmıyorsam, “2 lira da atabilirsin” diye akıl verdi. Çıkardık 2 lirayı, ama o ne attığın para sana dönüyor, araba da yerinde duruyor. Bir deneme, iki deneme... Yok olmuyor. Çaresiz, havaalanı güvenlik görevlilerinden yardım istedik. “Aslında başında Simtur görevlileri duruyordu, birazdan gelirler” filan gibi bir şeyler geveledi ama gelen giden olmadı tabii. Tabii bütün yolcularda asabiyet yükseldi. “Kardeşim burası Türkiye, insanlar cebinde euro ile mi geziyor sürekli. Sonra, euro olsa bile kim cebinde bozukluk euro bulundurur” diye söyleniyordum ki, baktım bir beyefendi, biraz da “cık cık”lanarak, cebinden 2 euro çıkarmasın mı? Attı kutuya 2 euroyu, “tık” bagaj taşıyıcı özgür kaldı.
Nasıl imrenerek ve yutkunarak baktıysam, adamcağız yardımı esirgemedi.
“Buyurun bir tarafına da sizin bagajınızı koyalım” sevindim sevinmesine de, “2 euronuz varsa ben size TL karşılığını vereyim” teklifiyle adamcağıza “ayak üstü döviz büfesi” muamelesi yaptığımı da ekleyeyim. “Rica ederim” karşılığı üzerine hiç de fazla nazlanmadan, AB’ye girememiş ülkenin yurttaşları olarak, “AB’ye girmiş bagaj arabasıyla” HAVAŞ otobüsüne ulaşabildik.
Sonra elbette bu Simtur’u merak ettim, internet sitesine girdim. “Gelen yolcuyu karşılıyor, giden yolcuyu uğurluyoruz” sloganı ile Türkiye’nin en işlek 4 havaalanında, İstanbul Sabiha Gökçen, İzmir Aydın Menderes, Muğla Dalaman ve Ankara Esenboğa havaalanında hizmet veriyor. Diğer alanlarda verdiği hizmetin kalitesini bilemem ama, bu bagaj taşıma işinden “çaktığını” rahatlıkla söyleyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder