24 Eylül 2012 Pazartesi

İster al ister kirala...


Baumax Ankara’da (İstanbul Yolu 8. km) geçen yıl açıldı da bir türlü yolum düşmemişti. Aslında biraz da mağazanın “devasa ” görüntüsü ürkütmüştü beni. Çünkü ne zamandır artık öyle devasa marketler, AVM’ler, mağazalar nice zamandır cezbetmiyor beni. Bir kere insan içine girince kaybolmayacak, ne nerde “şıp” diye bulacak.  İşte Baumax, benim bu anlamdaki tercihlerimin tam tersi.  
Hani 10 yıl kadar önce Bilkent’te açılan Praktiker’i gördüğümüzde “Vay be! Amma da büyük. Eve dair, arabaya dair, bahçeye dair ne lazımsa hepsi burada” demiştik de aradan geçen zaman için de Bauhaus, Koçtaş, Tekzen derken sayıları isimleri hızla çoğaldığından artık hayret etmez olmuştuk ya... Baumax'ı görünce  bu “vay be!”yi en az ikiyle çarptım. Gitmeyenler için söyleyeyim, CEPA Bauhaus veya Eryaman Koçtaş’tan iki tane düşünün, çünkü iki katlı. Yürüyen merdivenler, otoban gibi geniş ve büyük, biri gidiyor biri geliyor, insan kendini daha da bir ufacık hissediyor. Zaten, “dev yapı marketi”  sloganıyla piyasaya girmiş.

İlk dikkati çeken devasa panolardaki, “en ucuzluk” vurgusunun yapıldığı reklam panoları.... “En ucuz bizde” iddiasıyla yola çıkılmış, başka mağazadan aynı ürünün daha ucuzunu getirene, o üründe yüzde 15 indirim vaad ediliyor! Doğrusu tipik satış taktiği... Bana hiç cazip gelmedi, çünkü artık yapı marketlerinde ürünleri bir “çıplak” bir de “giydirilmiş” fiyatları ile değerlendirmek gerekiyor. Örnek mi? Yer döşemesi bölümünde parkenin metrekare fiyatı 13 lira, yanında bir not: Süpürgelik, işçilik, şilte ücreti olarak metrekare başına 4 lira. Hoop fiyat oluyor mu sana 17 lira. Çıplak fiyata bakarsan “en ucuz.” Diyeceğim o ki, öyle alışverişe çıkınca hemen “aman ne de ucuzmuş” diye atlamamak lazım, işçiliği, nakliye masraflarını hesaplayıp,  ürünün “eve giriş” maliyetini düşünmek lazım.
“Hızır usta” emre amade de...
Baumax'ta bana ilginç gelen uygulama “kiralama” sistemi. Bazı yapı marketlerinde, “ücretsiz ahşap kesimi” yapıldığını filan biliyordum da ilk kez makina, alet edevatla ilgili “kiralık” uygulamasını orada gördüm. “Matkap mı lazım, 10 liraya kirala.”  Öyle ya kırk yılda bir diyelim ki korniş takmak için “matkap” lazım oldu, ya eşten dosttan, rica minnet istenecek, ya da satın alınacak. İşte adamlar bu konudaki “açığı” da paraya dönüştürmenin yolunu bulmuşlar.  En ucuzu 80 liradan bir matkap almak yerine 10 liraya kiralamak kimine cazip gelebilir sonuçta. Sistem gayet iyi kurulmuş, alet için depozito yatırıyorsun, iade ettiğinde depoziton da kredi kartına iade ediliyor. Sadece “alet edevat” değil i, “usta”yı da kiralamak mümkün. “Hızır usta”, profesyonel, montaj, tadilat işlerinde hazır bekletiliyor. Ücret yapılacak işe göre değişiyor. 
Ben yapı marketlerde sadece, “giydirilmiş” fiyatlar değil, “nakliye, montaj” ücretlerine de takanlardanım. Semtteki “hırdavatçı amca”yı ekarte etmek için, yapı marketlerde ilk başta etiketler oldukça “cazip” görünüyor. Ama bazen bu “büyükler”in pazarlama tekniğiyle sattığı malzeme, eve girip, usta çıkana kadar;  fatura hiç beklenmedik şekilde şişe bililiyor ve olan bizim bütçe ile mahalledeki “hırdavatçı amca”nın ekmeğine oluyor. Onun için bir ürünün “toplam maliyeti” benim için önemli. Ama Baumax’ta da diğer yapı marketlerden farklı değil sistem:Kampanyalı belli ürünler dışında, nakliye-montaj ücretli. Ama şansınıza, beğendiğiniz ürün kampanyadaysa,sorun yok durmayın alın derim. 
Farklı bir başka uygulama ise 100 liranın üzerindeki alışverişlerde mağazanın sunduğu “ücretsiz eşya garantisi” vermesi. 2 yıl boyunca aldığınız ürün bir anlamda “garantili” oluyor. 
En beğendiğim:Bahçe reyonu
Yiğidin hakkını vermek gerekirse, “bahçe” reyonu gerçekten harika. Bahçeye, toprağa dair ne ararsan var. Müstakil, bahçeli evi olanların yanısıra evde süs bitkisi yetiştirmeyi sevenlere neredeyse sınırsız seçenek sunuluyor. Her türden bahçe çitleri, kürek, kazma, saksı, bitki ve çiçek tohumları. Çiçek türlerine göre toprak ve bakım malzemeleri. Hatta “doğal gübre” bile var ki ben kışa girmeye hazırlanan çiçeklerim için “doping” niyetine 1 kilosunu 1.5 liraya aldım. Mağazanın “en ucuz” iddiasına belki de en uyan reyonu olduğunu da söyleyebilirim. Ayrıca meraklısı için çiçeklerde de “sezon sonu” uygulaması var. Mağazada beklemekten yorulmuş, kimi dalları kurumuş ama biraz bakımla kendine gelebilecek çiçekler, türü “orkide” bile olsa 5 liraya satılıyor. Yok, “çiçekleri çok severim ama dikiminden bakımından anlamam” diyenlerdenseniz, onun da çaresi düşünülmüş: Reyonun çıkışında “saksı değiştirme servisi” hizmete başlamış bile.



1 yorum: