13 Ocak 2012 Cuma

Kızılay’ın orta yeri AVM...

Tam 32 yıl sürdü inşaat. Yapımına başlandığında yeni doğanlar, şimdi orta yaşa yol almakta. Uzun süre bu kübik ve bana göre estetikten yoksunbinanın ne olacağı tartışıldı. Başlangıçta, Kızılay Genel Müdürlüğü binası olacaktı. Ama yıllar yılları kovaladı, Başkent değişti, Kızılay değişti, niyetler değişti ve tek AVMsi olmayan Kızılayın ilk AVMsi olmasında karar kılındı. Yeni yıla 1 hafta kala da açıldı, çok da iyi oldu. İşte izlenimlerim...

Mekan sınırlıolduğu için Kızılay AVM, “yataydeğil, dikey...Yani genelde en fazla 4-5 kat olarak alıştığımız alışveriş merkezlerinden farklı olarak, çok katlı.” Bunda elbette başlangıçta alışveriş merkezi olarak planlanmamış olmasının da etkisi var. Normali 8 kat, asma katlar ve 2 bodrum kat hariç. Dolayısıyla her katta ne varmışdiye merak edip yürüreyek çıkmaya kalkarsanız, dönmekten başınız dönebilir. Ben kendimi Eyfel Kulesine çıkar gibi hissettim. Ama Allahtan ki çok sayıda yürüyen-yürümeyen merdiven ve asansör var. O nedenle yorucu değil. Bir kere katlar çok geniş değil, yani çok kısa sürede bir kattaki bütün mağazaları gezebiliyorsunuz. Hele nerede ne olduğunu biliyorsanız, işiniz daha da kolaylaşıyor.

Metro avantajı

Ben B-2den başlayarak bütün katları, -asma olanlar dahil- tek tek dolaştım. En üst kattaki restoranlardan birinde yemeğimi de yemem dahil, 3 saatte de çıktım. Kızılaya bir AVM gerekli miydiderseniz, kesinlikle gerekliymiş. Ben hafta içi ve enölüsaatlerde gittiğim halde- belki yeni açılmış olmasının da etkisiyle-oldukça kalabalıktı. Hemen herkesin yolunun düştüğü, birçok işyerinin, bakanlıkların bulunduğu bir bölgede olması büyük avantaj. Sadece o mu, metrodan inip, doğrudan Kızılay AVMye giriş kapısı da var ki çok iyi düşünülmüş, o nedenle görüşüm odur ki oradaki mağazalar kesinlikle iş yapar.
Her AVMnin içinde bir de hiper marketolur ya, Kızılay AVMnin ki Makromarket olmuş. Mağazaları dolaştıktan sonra, çıkışta da market alışverişini yapıp, metro ya da en yakın otobüs durağından evinize gitmeniz mümkün. İlla arabalı olarak gelmek isteyenler için de 300 araçlık otopark var. Ancak, önerim, Kızılaya araçla gelmeyin, çünkü ulaşımı kolay olsa da, trafiği zor.
Diğer AVMlerde olan mağazaların hemen hepsi var. Tabi asıl işi götüren, tam girişin karşısında kocaman mağazasıyla dikkat çeken Mango, yanında ünlü parfümerici Tekin Acar. Yeni açılmasına karşın, yine de bir çok AVMye göre dükkanlar çok çabuk kapılmış, daha da yeni açılacakların ilanları dikkat çekiyor. Bakanlıklar, kamu kurumlarının kesişme noktasıolduğundan, Beymen de bu durumu değerlendirmiş ve Business mağazasını burada açmış ki akıllıca, fiyatlar da öyle eskisi gibi ürkütücü değil. Genel olarak sezon indirimleri başladığı için de alışverişin tam sırası.

Çocuklar için...

Benim ilk hedefim, çocuk mağazalarının olduğu bölümdü, genelde alışveriş merkezlerinin en alt katlarında olur ya, Kızılay AVM’de bu durum tam tersi. Bir ara “herhalde çocuk mağazası yok” diye endişeye kapılmadım değil, yine de söylene söylene üst katlara tırmandım, 4. katta buldum. Ama her kat arasında bir de “asma kat” olduğu için siz onu 8 kat sayın. Tam da “Buraya gelene kadar, çocuklar çoktan sıkılır, ‘hadi dönelim’ diye çekiştirmeye başlarlar” diye düşünüyordum ki, bir üst kattaki oyuncakçı Piu Piu ve oyun parkı Macera Adası dikkatimi çekti. O da akıllıca planlanmış, tam alışverişten sıkılan çocukların “imdadına yetişecek” şekilde tasarlanmış. Tabi her yer mağaza olunca, sinemaya yer kalmamış. Sadece çocuklar için “7 boyutlu sinema” var, eğlencelik niyetine.

Eksik olan: Kızılay manzarası
AVM’nin son iki katı “restoranlara” ayrılmış. Diğer AVM’lerden farklı olarak sadece hep o bilindik restoran ve “fast foodcu”lar değil, “kilo ile et ızgara”cılar da var. Burger King, Popeyes, Kanatçı restoranlardan bazıları.
Kızılay AVM’de benim dikkatimi çeken diğer bazı markalar arasında giyimde Desa, Mavi, Collezione, Tiffany, Penti, Altınyıldız, Damat, İnci, Kığılı, Greyder, Nike, beyaz eşya, teknolojide Teknosa, Arçelik, Turkcell, Vodafone, Avea, Nokia bulunuyor. Ha bir de girişte Simit Sarayı da var.
Peki en önemli eksiği ne dersiniz? Kızılay manzarası... Bulunduğu yerdeki en yüksek bina. Ben, “en üst katta, bir kafede oturur, Kızılay’ı seyrederim” hayaliyle tırmanmıştım katları. Restoranların başladığı 7. katta, sadece bir bölümden Kızılay görünüyor. Ama orayı da bir iskenderci boydan boya kapatmış. “Aman canım, en üst kattan daha iyi görünür, herhalde orada teras vardır” diye düşünüp, sabırsızlıkla 8. ve en üst kata tırmandım. Yaşadığım tam bir hayal kırıklığı... En üst katta, iskendercinin kaptığı alan kadar bile dışarıyı görecek bölüm yok. Her yer kapalı. Sadece ev perceresi büyüklüğünde iki küçük pencere var. Ben de “içimde kalmasın” diye şöyle bir başımı uzatıp, bir kaç dakikalığına da olsa, “Kızılay manzarası”nı seyretmekle yetindim...

2 yorum:

  1. evet evet kesinlikle manzara olmalıydı. Ama çok kalabalık :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba su 7 boyutlu sinemayi isteyen her cocuk izleyebiliyor mu acaba...selamlar bende bloguma beklerim ailemlegeziyorum.blogspot.com

    YanıtlaSil