Sanal AVM’ler öyle hızlı çoğaldı ve çeşitlendi ki, gerçekleri için esaslı rakip olmaya başladılar. Çünkü sanal ortamda “satış”ın sınırı yok. İnternete girdiğinizde, “tatil” de alabiliyorsunuz, şık bir “akşam” yemeği, yüzde 90’lık indirimle ayakkabı, mağazada asla satıcıdan isteyemeyeceğiniz “şeyler”e de bir “tık” mesafesinde ulaşabiliyorsunuz.

‘Karşılıklı güven’
Yaptığım araştırma ve bu alışveriş sitelerini kullanan arkadaşların anlatımlarından gördüm ki, sistem tamamen “karşılıklı güven” ve büyük bir rekabetin yaşandığı sanal pazarda, müşteriyi “tutabilme” çabasına dayanıyor.
Eğer, bir ürünü beğenmediyseniz, ücretsiz iade edebiliyorsunuz, çoğunlukla hiçbir sorun çıkmıyor. Elbette piyasada “güven”i sağlamak bir numaralı koşul. Bütün mağazalar “üyelik sistemi”ne göre çalışıyor. Mümkünse bir “arkadaş tavsiyesi” ile üye alıyor. Örneğin, sanal mağazaların ilklerinden ve en büyüklerinden “Markafoni”, işe “tavsiye” ile başlamıştı. Ama sanal mağazalar yaygınlaşınca, “e-posta” adresi ile sağlama alınan üyelik yeterli görüldü. “Ucuzluğa” gelince, mekân, personel, elektrik, su giderleri fiyatlara yansımıyor. Buna bir de “seri sonu” ürün ve üretici firmalarla yapılan özel anlaşmalar eklenince, ürün tüketiciye de oldukça hesaplı geliyor.
Peki bu sitelerden alışveriş yaparken nelere dikkat etmeli? İşte bu konuda, zamanı mesleği gereği “tasarruflu” kullanmak zorunda olduğu için tam bir “sanal alışveriş uzmanı” olan arkadaşım Elçin’in “danışmanlığına” başvurdum. Çünkü, çok kaliteli ürünleri, çok ucuza aldığını, canlı canlı görmüşlüğüm var! Pantolon, bluz ve hırkadan oluşan takımın toplam fiyatı 80 liraydı örneğin.
İnternetten alışveriş tüyoları
İşte Elçin’den aldığım bazı tüyolar:
Öyle ilk girdiğiniz sanal mağazadaki, yüksek oranlı “indirim” rakamlarına hemen atlamayacaksınız. Hangi reyondan alışveriş yapıyorsanız, sonuna kadar bakmakta fayda var. Fiyattaki indirim miktarı yerine “oran”lara bakmak en iyisi. Ayrıca, reyon sayfalarının en altındaki ürünler genellikle “en indirimli” ürünler oluyor.
Her gördüğünüz ürünün “şehvetine” kapılmayacaksınız. (Bu tamamen Elçin’in tanımlaması.) Örneğin bir gömlek gördünüz, çok beğendiniz, fiyatı da makul geldi. Ama hemen öyle hoop almayacaksınız, aksi taktirde, sonra aynı marka, aynı kalitedeki aynı gömleği yüzde 50 daha fazla fiyata almış olabilirsiniz. Onun için “en dibe” vurduğu noktayı beklemekte yarar var.
Alışveriş güvenliği için mutlaka gerçek kredi kartı yerine, bankaların internet üzerinden tanımladığı “sanal kart”ı kullanmak en güvenli yol. Sanal karta, alacağın ürünün bedeli kadar limit tanımlıyorsunuz, günün sonunda da zaten limit tamamen sıfırlanıyor.
Alışveriş yaptığınız alışveriş sitesinin hangi kredi kartı ile anlaşmalı olduğunu, kredi kartınıza “vade farkı” koyup koymadığını mutlaka kontrol etmelisiniz.
Alacağınız ürünün bütün özellikleri genellikle alışveriş sitesinin ilgisi sayfasında belirtiliyor. Örneğin bir elbise beğendiniz, sadece “beden” ölçüsüne bakmak yeterli değil, görseldeki mankenin ölçülerine de bakmanız gerek. Eğer mankenin vücut ölçüleri sizinkiyle uyuşuyorsa, sipariş verin.

Genelde kaliteli ve marka ürünler indirime girdiğinde, gerçeğinde olduğu gibi sanal mağazalar da “talan” ediliyor. Örneğin bir alışveriş sitesi, Nine West’in indirimli ayakkabı ve çantalarını satışa çıkardığında, sabah 05.00 itibarıyla tüm ürünler bitmişti. Yani “erken kalkar, iyi malı kapar” olayı sanal alışverişte de geçerli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder