16 Ekim 2011 Pazar

Başkentin yeni İşveçlisi: H&M

Arkadaşım “Eyçenem’e gittin mi?” diye sormasa fena atlayacaktım. Bir de cahil, cahil sordum: O ne ki? Oysa Ankaralılar ne zamandır bekliyormuş, (Türkiye müdürü böyle söylüyor) onlar Ankara’da 2 mağaza birden açmış. İsveçli, perakende giyim mağazaları zinciri H&M’den söz ediyormuş. Benim ruhum duymamış! En kısa zamanda gidip, görüp, okurla paylaşmak da farz oldu.
Kısa bir araştırma sonrası gördüm ki firma Türkiye’ye gireli 1 yıl bile olmamış ama Türkiye genelinde Ankara’yla birlikte 8 mağazaya ulaşmış. Ankara CEPA’daki açılan Türkiye’deki “en büyük” mağaza ve “full konsept” özelliği taşıyor. Yani, kadın-erkek dış giyim, çocuk, çanta, ayakkabı, takı ve her neviden aksesuarların da satıldığı bir çeşit “giyim marketi...” Ankara’daki açılışı da hayli şaaşalı olmuş, “Erken kalkan kapar” mantığıyla ilk 100 kişiye yüzde 20 indirim uygulayınca, epey bir “curcuna” yaşanmış.
Bu genel bilgileri edinip, İkea’dan sonra Ankara’nın İsveçlisi olan H&M’nin yolunu tuttum. CEPA’da eskiden Carrefour’un ikinci katı olan genişçe bölümü kapatmışlar, öğrendim ki 3 bin küsur metrekareymiş. Henüz girmeden vitrindeki herşeyin “5-15-20-30-50” TL olduğunu gösteren “indirim” duyurularının altındaki bantlar dikkat çekiyor. Ama nedense “40 TL” yok. Girişte yaz sezonundan kalma, indirimli giysiler var, tişörtler 5, elbiseler 10-15 TL etiketiyle dikkat çekiyor. İndirimli ürünler gerçekten de 5-50 TL bandında.

Öğrenci kesesine uygun

Sezon ürünlerinin bulunduğu bölüme yöneldim, orada da fiyatlar uygun, en pahalı kaban-çizme gibi ürünler 150 TL’yi geçmiyor. Zaten firma “her gelir grubuna hitap etme” mantığıyla koleksiyonlarını hazırlamış. Karşılaştırma yapmak gerekirse, LC Waikiki ile C&A kalitesinde diyebiliriz. Fiyatlar da aşağı yukarı öyle. Açıkçası, oraya buraya atılmış, çuvaldan yeni çıkarılıp asılmış izlenimi veren giysiler, biraz alışveriş keyfimi kaçırdı. Uygun fiyat, “kötü sunum” anlamına gelmemeli değil mi? Tabii “uygun”luğun nedenini, her zaman yaptığım gibi, ürünlerin “iç etiketi”ni çevirince anladım. Artık bütün ünlü markaların yaptığı gibi H&M’de Uzakdoğu Asya’nın “ucuz işgücü”nü devreye sokmuş kendi markası adına üretim yaptırıyor. Üretim yerleri, Çin, Hindistan, Bangladeş diye sıralanıyor. Şirketin Türkiye’de de üretim üssü varmış ama mağazadaki kısa turumda nedense bana hiç denk gelmedi.
H&M, “basic” olarak adlandırılan, günlük/spor ağırlıklı ürünleri ile dikkat çekiyor. Özellikle gençler için biçilmiş kaftan. Hem “trendy”, hem de fiyatlar “öğrenci kesesi”ne göre. Benim ikinci beğendiğim bölüm “çocuk reyonu” oldu. Kız ve erkek çocuklar için oldukça geniş kolleksiyonları var, ayrıca, “bebek reyonu” da görülmeye değer.

BEĞENDİKLERİM
Flo Ayakkabının “hakiki deri” etiketleri. Firma bununla da yetinmemiş, ayakkabıların altında yer alan ve ayakkabıların hangi malzemeden yapıldığını gösteren sembollerin anlamını açıklayan “mini kılavuzlar” da yerleştirmiş mağazalara. Ayakkabının altında yer alan etiketlerdeki “doğal deri” ya da “serilmiş post” görünümündeki sembol, o ayakkabının hakiki deri olduğunu gösteriyor, eğer şekil daha “dar” ise “kaplanmış” deri, kare “tekstil malzemeleri” kullanıldığına, “baklava dilimi” ise “diğer bütün malzemeler”in kullanıldığına işaret ediyormuş. Üstelik ayakkabının “saya” denilen üst bölümü, taban ve iç kısmının hangi malzemeden yapıldığını da bu “kılavuzlar” sayesinde öğrenebiliyorsunuz. Gerçekten kutlanası bir uygulama. Artık ayakkabı bakarken, mutlaka anlamını öğrendiğim bu “sembollere” bakıp, ona göre tercih yapıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder