3 Eylül 2011 Cumartesi

Bu fırsatlar satılık!

Son dönemde hem Facebook'un “ispiyonlarından” hem de çevremden sıkça duyuyordum: “15 liraya hafta sonu havuz satın aldım, yemek de dahil”, “50 liralık akşam yemeğini 25 liraya satın aldım”, “900 liralık cilt bakımı, inceltme ve saç kesim bakım, boya” paketi 39.95 liraya. İnanılmaz değil mi? Ve son dönemin en fazla tutan “fırsatı”: 299 liraya 4 günlük “vizesiz” Yunan adaları turu... Bu da inanılmaz değil mi? Sözünü ettiğimiz internet üzerinden “fırsat” satan siteler.

Sahiden de fırsat satıyorlar. Bir geziyi, bir akşam yemeğini, bir tatili yüzde 50-60, cilt bakım paketini yüzde 50-60 hatta yüzde 95'lere varan indirimle satıyorlar. Her ne kadar, “sanal marketlerden” alışveriş yapsam da açıkçası bu fırsat sitelerine başlangıçta “mesafeli” yaklaştım. Ancak, çevremde bu fırsatları kullananların çoğaldığını,“memnuniyet” katsayısının arttığını gördüm.
Bu yaz en rağbet gören “fırsat” Yunan adaları turu. Önce yeğenim Atina, Santorini, Mikonos'u kapsayan “balayı” turuna çıktı, 5 gecelik 399 liraya. Ardından, elinizde tuttuğunuz Cumhuriyet Ankara’nın tasarımını yapan arkadaşımız Erdem Sevgi, benzer turu 299 liraya satın aldı. Turlar, “cruise” adlı büyük gemilerle gerçekleştiriliyor. Hizmet, yemek, eğlence, anlattıklarına göre dört dörtlük ve hizmet tam pansiyon. Erdem bu işin “piri” olmuş durumda:
“Hayatında belki Antalya'ya bile gitmemiş insanlar tura katılmıştı. Üstelik fırsatın tamamı satılmıştı. Biz hem hizmetten hem de geztiğimiz yerlerden son derece memnun kaldık.”

Değirmen nasıl dönüyor?
İyi de yüzde 90'lara varan indirimle, bu işletmeler çarkı nasıl döndürüyor? Erdem'e göre tamamen “sürümden.” Tabii anladığım kadarıyla reklamı da cabası. Peki sistem nasıl işliyor?
Bir kere internet üzerinden indirimli satış yapan bu tür siteler “abonelik” sistemi ile çalışıyor, önce üye olacaksınız. Ardından, yaşadığınız kente özgü indirimli alışverişler, e-posta adresinize gönderiliyor, ya da siz internet sitesini ziyaret edip, istediğinizi seçebiliyorsunuz. Tabi ödemeyi, internet üzerinden kredi kartınızla yapıyorsunuz ve de indirim kuponunuz e-postanıza geliyor. İndirim kuponunun çıktısını alıp, işletmeyi bilgilendiriyorsunuz, size ayrılan yerde yemeğinizi yiyip, kuponu bırakıp gidiyorsunuz.

Bir anımsatma: Bu fırsatların ömrü çoğu zaman 1 günlük. Yani sabah gördüğünüz fırsatı, ertesi güne bulma şansınız pek yok. Planlamanızı da çok iyi yapmalısınız. İndirim kullanım gününü kaçırırsanız, fırsat da kaçmış oluyor, paranız da uçup gidiyor.

Yurtdışı turlar
Yurtdışı turlarda da, diğer indirim paketlerinde de benzer sistem işliyor. Yani diyelim ki bir yurtdışı tatil paketi aldınız, e-postanıza indirim kodu gönderiliyor, buna göre seyahat acentasına başvurarak rezervasyon yaptırabiliyorsunuz. Ancak Erdem önemli bir uyarıda da bulundu:
“Aldığınız fırsatın koşullarını iyi okuyun. Yurtdışı tatil paketlerinin bazılarına otel, yemek, rehberlik hizmetleri dahilken uçak bileti pakette yer almıyor. Tatilinizi geçireceğiniz ülkeye ulaşımınızı kendi olanaklarınızla sağlıyorsunuz.” Bu arada bazı tur şirketlerinin kredi kartına taksit yaptığını da anımsatalım.

Herşey gerçekten mükemmel mi?
Hayır, her sistemde olduğu gibi, “fırsat” sisteminde de kimi aksaklıklar oluyormuş. Örneğin, bazı kafe ya da restauranlar, “fırsat indirimi”nden yararlanan müşterilere özensiz davranabiliyormuş. Tabii bu konuda, fırsatı satan sitelere önemli görev düşüyor, yararlananların da bu siteleri uyarmaları.

Bir uyarı: Alışveriş internet üzerinden ve kredi kartıyla olduğu için, mümkün olduğunca denenmiş, tanınmış sitelere rağbet etmekte fayda var. Bir de kredi kartı kullanırken, gerekli güvenlik önlemlerine dikkat etmekte.
Bol fırsatlı günler dileğiyle...
(2 Eylül 2011 tarihli Cumhuriyet Ankara ekinde yayımlanmıştır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder